'Uluslararası Eğitim Sendikacılığı Sertifika Programı' sona erdi

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, yaptıkları kadar yapmadıklarından da hesaba çekilecek kitle olduklarını ifade ederek, “Kapasitelerimiz gereği bir oyun kuramayabiliriz ama bir oyun varsa onu bozabiliriz. Bunu başarmak biz eğitimcilerin elindedir. Dünyaya nizam gelsin, adalet gelsin, haksızlıklar son bulsun diye gayreti başkasından bekleyemeyiz, öyle bir lüksümüz yok bizim. Eğer ayağımıza bir diken batıyorsa, ya sökemediklerimiz ya da bizim diktiklerimizdir. Bir eğitim sendikası olarak biz kendi ölçeğimizde üyemiz, ülkemiz, insanımız için çalışmalar yapıyoruz” dedi.

Eğitim-Bir-Sen ve Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) tarafından üçüncüsü düzenlenen “Uluslararası Eğitim Sendikacılığı Sertifika Programı”, katılımcılara sertifikalarının verilmesiyle sona erdi.

10 ülkeden 13 sendika yöneticisinin katıldığı programın kapanışında konuşan Ali Yalçın, sendikalar arası iş ve güç birliği açısından paylaşılan tecrübelerin yarına ışık tutacağını belirterek, “Kapasite geliştirmek ve eğitim sendikalarıyla tecrübe paylaşımlarında bulunarak iyi örnekleri çoğaltmak amacıyla yaptığımız eğitim programının içeriğine ve bütününe yönelik ifade edilen memnuniyet cümleleri kayda değerdi” şeklinde konuştu.

Dünyanın nasıl bozulduğunu bilemezsek, nasıl düzelteceğimizi de bilemeyiz

“Ülkelerimizin sınırları farklı olabilir ama biz bir kardeşler topluluğuyuz. Biz aslında bir mahallede buluşmuş insanlarız” diyen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan 150 yıl geriye gittiğimizde, hepimiz farklı mahallenin aynı insanlarıyız. Ama aradan geçen 150 yıllık süreç bizi birbirimize öyle yabancı hale getirmiş ki, biz birbirimizle İngilizce konuşarak anlaşıyoruz. Çünkü sömürü böyle bir şeydir. Dünyayı biz bozmadık ama düzeltecek olan bizleriz. Dünyanın nasıl bozulduğunu bilemezsek, nasıl düzelteceğimizi de bilemeyiz.”

Adaletsizliğin faturasını çocuklarımız ödüyor

100 yıl önce yaşadığımız coğrafyanın önemli bir kısmını İngilizlerin şekillendirdiğini kaydeden Yalçın, “Üzerinden 100 yıl geçti, bu sefer de İsrail’in suflörlüğünde, ABD’nin taşeronluğunda yeniden dizayn ediliyor. Fakat işler galiba ters gidiyor. Bozuyorlar, yıkıyorlar ama teslim alamıyorlar. Çünkü halklar uyandı ve kralın çıplak olduğunu biliyor. Ülkelerin birbirleriyle sorunları olabilir ama biz halkız ve sivil kuruluşlarız. Bizim birbirimizle sorunumuz olmamalı, bir araya gelerek bu oyunu beraber bozabilmeliyiz. Londra’ya, Paris’e, Washington’a gidildiği kadar Türkiye’ye gelinmiyor ise, biz buradan Cezayir’e, Tunus’a, Fas’a gitmiyorsak nasıl olacak bu iş? Dünyadaki adaletsizliğin faturasını bizim çocuklarımız ödüyor” ifadelerini kullandı.

Yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da hesaba çekileceğiz

Dünyada olup bitenlere bigâne kalmalarının mümkün olmadığını dile getiren Yalçın, şunları söyledi: “Yanı başımızda cereyan eden hadise bizi sorumlu kılıyor. Kapıyı kapatıp müziğin sesini sonuna kadar açarak unutabileceğimiz bir şey değil. Biz yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da hesaba çekilecek kitleyiz. Durumumuz, mevcut kapasitemiz gereği bir oyun kuramayabiliriz ama bir oyun varsa onu bozabiliriz. Bunu başarmak biz eğitimcilerin elindedir. Dünyaya nizam gelsin, adalet gelsin, haksızlıklar son bulsun diye gayreti başkasından bekleyemeyiz, öyle bir lüksümüz yok bizim. Eğer ayağımıza bir diken batıyorsa, ya sökemediklerimiz ya da bizim diktiklerimizdir. Bir eğitim sendikası olarak biz burada kendi ölçeğimizde üyemiz, ülkemiz, insanımız için, ülkemize sığınmış olan kardeşlerimiz için yeni eylem planları açıklıyor ve çok çalışıyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak, 25 bin yetimi himaye etmeye çalışıyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dünyanın çeşitli yerlerinde etkinliklerle anıldı ama en anlamlısı Türkiye’deydi. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in de aralarında bulunduğu ‘Vicdan Konvoyu’, Suriye sınırına kadar giderek, sınırdaki tel örgülere Suriye’deki tutsak kadınlar için yazmalarını astılar. Bu çok önemli ve erdemli bir yaklaşımdır. Çevremizde bunca olay yaşanırken, insanlar katledilirken, çocuklar yetim bırakılırken, sendikalar olarak sadece ücret üzerine yoğunlaşabilir miyiz? Bu sağlıklı bir durum mu? Bu ne eğitimci vicdanıyla ne de insanlıkla bağdaşır.”

Bütün uyuyanları uyandırmak için bir uyanık yeter

Engelleri aşmanın, sorunları çözmenin yolunun, bir araya gelmekten, müzakere etmekten ve daha sonra harekete geçebilecek planlar üzerine çalışmaktan geçtiğinin altını çizen Ali Yalçın, “Herhangi bir olayı sadece dua ederek durduramayız, eyleme geçmek gerekir. İnsanların hayatını değiştiren lider kimlikler genelde öğretmendir. Dünyanın en güçlü liderlerinin de hayatında bir öğretmen vardır. Onun için biz çok kıymetli bir mesleği yerine getiriyoruz. Sadece müfredatı öğretmek öğretmenlik mesleğini uygulamak değildir. Onun için eğitim sendikası olarak, bir araya gelip meseleleri hakikatli tartışmalarla masaya yatırmamız gerekiyor. Konuştuklarımızın yakın çevremizle ilgili olması doğaldır, çünkü canımız orada yanıyor ama konuşacağımız konular sadece yakın çerçevemiz olmamalı, mücadele alanımız daha geniş olmalıdır. Dünyadaki bütün meseleleri tartışmalıyız, tartışabilmeliyiz. Yaptığımız işi küçümsememeliyiz. Bütün uyuyanları uyandırmak için bir uyanık yeter. Onun için, bizim bir araya gelişimiz daha çok bir araya gelmek için vesile adımlardır. Biz sizden çok şey öğreniyoruz. Bir araya gelmelerimiz devam edecek” diye konuştu.

Aslan: Birlik ve beraberlik olan yerde barış da olur, refah da

TODAİE Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Ender Aslan, farklı ülkelerden gelen eğitim sendikası temsilcileriyle 15 gün boyunca Arapça yaptıkları eğitimden şeref duyduklarını dile getirerek, şöyle konuştu: “TODAİE tarihinde bir milattır bu. Cebelitarık’tan Akdeniz’e Arapça dilinde bir kardeşlik, dostluk, bilimsel bir ortam var. Bu manada çaba gösteren herkese teşekkür ediyorum. Yüzyıldır nedense bütün savaşlar, bütün olaylar hep bu coğrafyada oluyor. Başka coğrafyalara bakıyoruz, oralarda barış var, refah var. Bunun coğrafyamızda olmamasının tek bir nedeni var: Birlik ve beraberlik eksikliği. Dolayısıyla birlik ve beraberlik olan yerde barış da olur, refah da. Bir araya gelerek geleceğimizin tohumlarını atıyoruz.”

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi ve Arap Eğitim Örgütü (AEO) Başkanı Jamal El-Houssami’nin de birer konuşma yaptıkları programın sonunda katılımcılara sertifikaları verildi.