Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, inovasyonun, yenileşimin; doğru, paylaşımcı bir yöntemle yönetilmesi gerektiğini ifade ederek, “Aksi hâlde, yenmenin aracı olursa, toplumun yaşam kalitesini bozar, gettolaşmaya yol açar. Çözüm, eğitimde ve yenileşmededir; eğitimde toplam kalite, hayatımızda ise insanca yaşam herkesin hakkıdır düşüncesi ile adım atmaktadır” dedi.
Tayland Öğretmenler Konseyi (KHURUSAPHA), başkent Bangkok’ta, bin 500’ün üzerinde Taylandlı öğretmenin, okul yöneticilerinin, okul müfettişlerinin ve eğitimcilerin katıldığı “Profesyonel Öğrenme Topluluğu” temalı bir sempozyum düzenledi.
Latif Selvi, Kore, Japonya, Endonezya ve Malezya gibi çeşitli ülkelerden emek hareketi temsilcileri ve akademisyenlerin de katıldığı sempozyumda “Eğitime Erişim ve İnovasyon” konulu bir sunum yaptı.
Çözüm, eğitimde ve yenileşmededir
Türkiye’de, sendikaların da teşviki ve etkisiyle okullaşmada temel eğitim ve ortaöğretimde yüzde yüze gelindiğini, okulların teknolojik donanıma kavuşmasının önemsendiğini belirten Selvi, inovasyonun öneminin altını çizerek, “İnovasyon, yenileşim; doğru, paylaşımcı bir yöntemle yönetilirse hayatımız kolaylaşır, herkes için katkıya dönüşür. Aksi hâlde, yenmenin aracı olursa, toplumun yaşam kalitesini bozar, gettolaşmaya yol açar. Çözüm, eğitimde ve yenileşmededir; eğitimde toplam kalite, hayatımızda ise insanca yaşam herkesin hakkıdır düşüncesi ile adım atmaktadır. Bunun standardı, her ferdin satın alma paritesi olarak açlık sınırı üzerinde bir gelire kavuşturulmasıdır. Bunu eğitimle, bilgilendirme ve tanıtım yoluyla başarabiliriz. Bizler oluşturacağımız ortak zeminlerde olup bitenleri, geleceği müzakere etmeli, eğitim politikalarının şekillenmesine katkı vermeliyiz. Bugün de bunu yapıyoruz” şeklinde konuştu.
İnsanca yaşam hepimizin hakkıdır
Dezavantajlı kesimlerin mağduriyetlerinin giderilmesi hususuna da değinen Selvi, “Bugün yaşadığımız sorunların önemli bir kısmında, gerek bireylerin gerekse ülkeler arasında bilgiye erişim, geliştirme, yenileşme, yeni süreçlere direnme ve adaptasyon sorunu vardır. Bunun önemli bir kısmında geleneğe bağlılık ve öykünme olabilir. Ancak en temel sorun, bilgiye erişimde yaşanan zorluklar, ketum olma, gizlilik ve tekelciliktir. Sebebi de özel bilgi yoluyla üretilenin oluşturduğu farktır. Neredeyse her şey bir üstünlük kurma aracına dönüşmüş durumda. Bugünkü dünyada üstünlüğü elde edenler, ‘diğerleri’ olarak saydıklarını değersiz, ikinci sınıf olarak görüyor, ötekileştiriyor, mültecileri asalak olarak görüyor. Hâlbuki hepimizin kabul etmesi gereken şey, insanca yaşamın hepimizin hakkı olduğu gerçeğidir” ifadelerini kullandı.
Dezavantajlı kesimlerin sorununu minimize etmek için daha fazla inisiyatif almalıyız
“Dezavantajlı kesimlerin sorununu minimize etmek için daha fazla inisiyatif almalıyız” diyen Selvi, doğal afetlerin, fakirliğin, ülkeler arası sorunların ve iç savaşların en çok mağdur ettiği kesimlerin başında çağ nüfusu ile birlikte eğitim alamayan, emsalleri ile rekabet edemeyen öğrencilerin geldiğini söyledi.
Söz konusu mağduriyeti gidermenin, problemin çözümünü öncelemenin herkesin görevi olduğunu vurgulayan Selvi, bu konuda yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Eğitimde ortak standartlar üretilmeli, maddi imkânlar ölçüsünde yaygın bir şekilde uygulanmalıdır. Eğitim ortamı uygulamaları; öğretim teknik, yöntem ve sistemi tecrübe paylaşımı ve eğitimiyle güçlendirilmelidir. Denklik sorunu çözüme kavuşturulmalı, her yerde temel derslerde ve yeterliliklerde birbirine yakın bir başarı skalası oluşmalıdır. Ancak bunu ülkelerin kültür birikimlerini yok etmeden, dönüştürmeden başarmalıyız. Öğretmenlik mesleği bütün dünyada bir kariyer mesleği olmalı; öğretmenler, öğrenciyi yetiştirme açısından özel hazırlanmalı ve mesleğe katılmalıdır. Bu eleştirel bakış açısı, tezlerimizin piramitte en üst sınıfı oluşturan kaymak tabakanın talepleriyle değil, geniş kitlelerin, yani piramidin bütünü dikkate alınarak eğitim politikalarının belirlenmesi gerektiği düşüncesiyledir. Aksi hâlde, yaptığımız güzel birçok şeye rağmen eğitim politikalarında öncelik, seçkincilerin taleplerini karşılamaya dönük politikalar olursa, bu, toplumsal farklılaşmanın, ayrışmanın hatta çatışmanın nedeni olabilir. Bu konuda emekçilerin, dezavantajlı kesimlerin ümidi olan biz sendikalar daha hassas olmalıyız.”
Emek hareketi temsilcileri ve akademisyenlerle görüşme
Kore, Japonya, Endonezya ve Malezya gibi çeşitli ülkelerden emek hareketi temsilcileri ve akademisyenlerle de görüşmeler gerçekleştiren Latif Selvi, Tayland Öğretmenler Konseyi Genel Sekreteri Dr. Somsak Donprasit ile de bir araya gelerek, iş birliğine, Türkiye-Tayland ilişkilerine ve emek hareketine yönelik bir vizyon değerlendirmesinde bulundu.