Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Habibe Öçal, insanlığa dair umutlar tükenmesin diye Hatay’da olacaklarını ifade ederek, “Tüm ideolojik bariyerlerin ötesinde, insanlık ailesinin vicdanlı bireylerinin sesimize kulak vermesi, Suriye’de savaş nedeniyle mahpus durumda olan kız çocuklarının, kadınların serbest bırakılması ve savaşlarda kadınların korunmasında etkin tedbirler alınması için çağrıda bulunuyoruz” dedi.
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kadınlar Komisyonu’nun da aralarında bulunduğu 55 ülkeden sivil toplum kuruluşu üyesi kadınlar, Suriye’deki hapishanelerde insanlık dışı uygulamalara maruz kalan kadınlar için oluşturdukları “Vicdan Konvoyu” Ankara’da basın açıklaması yaptı. Ahmet Hamdi Akseki Camii önünde toplanan aktivistler adına basın açıklamasını, Habibe Öçal ve İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) Genel Başkan Yardımcısı Avukat Gülden Sönmez yaptı.
Öçal: Suriye’de kadınlar ve kız çocukları kötü muameleye maruz kalıyor
Habibe Öçal, 2011’den bugüne, yedi yılı geride bırakan Suriye savaşında insanlık dramının yaşanmaya devam ettiğini vurgulayarak, “Savaş süresince bir milyona yakın insan rejim ve müttefikleri tarafından katledildi, milyonlarca kişi zorunlu göçle mülteci konumuna düştü. Tüm savaşlarda olduğu gibi, Suriye savaşında da en büyük mağduriyeti kadın ve çocuklar yaşadı. Suriye insan hakları kuruluşlarının verilerine göre, Mart 2011’den 2017 sonuna kadar Suriye’de 13 bin 581 kadın tutuklandı ve istismara uğradı. Resmi kayıtlara geçtiği kadarıyla rejimin cezaevlerinde hâlâ tutuklu olan 417’si kız çocuğu en az 6 bin 736 kadın maalesef bu vahşeti yaşamaya devam ediyor. BM Suriye araştırma komisyonu verileri de resmi cezaevlerine dair bu rakamın çok üstünde bir sayının ve dramın söz konusu olduğunu teyit ediyor. Zira damgalanma korkusu ve utanç nedeniyle kayıtlara geçmeyen binlerce vaka olduğuna inanıyoruz. Suriye’de kadınlar ve kız çocukları, sadece rejim askerleri tarafından değil, çeteler ve terör örgütleri tarafından da alıkonuluyor, kötü muameleye maruz kalıyor” şeklinde konuştu.
“Suriye’de kadınlar, BM ve diğer uluslararası yardım kuruluşları adına kapılarını çalan kişiler tarafından cinsel istismara maruz kalıyor” diyen Öçal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yardım dağıtımındaki bu korkunç talepler nedeniyle kadınlar yardım talep etmeye dahi korkuyor. Bizler, farklı görüşlere, mesleklere, STK’lara mensup lakin ortak paydası vicdan olan 52 ülkenin kadınları olarak, Suriye’deki tutsak kadınların yaşadığı zulmün son bulması için vicdan sahibi herkesin sesi olarak yola çıktık. Konvoyumuz insanlığın ortak paydası ve değeri olan vicdan adını taşıyor. Vicdanı diriltmeye muhtacız, zira onun kaybının bedelini tüm insanlık olarak ağır bir şekilde ödüyoruz. Vicdan mekanizmasının doğru işlediği bir dünyada yaşıyor olsaydık sivilleri katleden savaşlar yaşanmaz; katliamların, zulümlerin neden olduğu göçler olmazdı. Aylan bebekler kıyıya vurmaz; dünya, Myanmar’da, Somali’de, Filistin’de, Doğu Guta’da, Suriye zindanlarındaki kadınların ve kız çocuklarının çığlıklarına sağır kalmazdı.”
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, uluslararası boyutta kadınların maruz kaldığı her türlü ayırımcılığın sona ermesi için birçok eylemin gerçekleştirileceğini belirten Öçal, “Bizler de o gün, Suriyeli kadınların hapis, işkence, infaz, tecavüz gibi savaş suçlarına maruz bırakılmalarına tüm dünyanın dikkatini çekmek istiyoruz. Yanı başımızda bir dram yaşayan Suriyeli kız kardeşlerimize, seslerini duyduğumuzu, canımızın yandığını, dertlerini dert edindiğimizi göstermek için yola çıkıyoruz. Çığlıklarının duyma eşiklerimizin altında kalmadığını göstermek için, insanlığa dair umutları tükenmesin diye Hatay’da olacağız. Tüm ideolojik bariyerlerin ötesinde, insanlık ailesinin vicdanlı bireylerinin sesimize kulak vermesi, Suriye’de savaş nedeniyle mahpus durumda olan kız çocuklarının, kadınların serbest bırakılması ve savaşlarda kadınların korunmasında etkin tedbirler alınması için çağrıda bulunacağız. Biliyoruz ki, bazı çığlıkları sadece vicdan sahipleri duyar ve inanıyoruz ki, insanlık yaşadığı buhrandan ancak merhamet ve vicdan ile çıkar” ifadelerini kullandı.
Sönmez: 8 Mart’ta en çok konuşulması gereken, Suriye zindanlarındaki kadınlardır
İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) Genel Başkan Yardımcısı Avukat Gülden Sönmez ise, Suriye’de hapishanelerde hukuka aykırı şekilde tutulmuş ve daha sonra Türkiye’ye gelmiş 100’ün üzerinde kadınla görüştüğünü dile getirerek, Suriyeli kadınların zindanlarda maruz kaldıkları işkencelerin ve yaşadıkları acıların kendisini çok etkilediğini söyledi.
Bütün ekranlarda kadınlarla ilgili meselelerin yer aldığı kadınlar gününde, en çok konuşulması gerekenin Suriye zindanlarındaki kadınlar olduğunu kaydeden Sönmez, “Bütün dünya o gün kadınları konuşuyor. Biz de istiyoruz ki, bütün dünya, kadınlar gününde zindanlardaki Suriyeli kadınları düşünsün ve konuşsun. Belki böylelikle oradaki sessiz çığlık dünyada çok daha geniş bir karşılık bulabilir” diye konuştu.