Yükseköğretim Kurulu (YÖK) eski Başkanı Yusuf Ziya Özcan, bütün hayatını neredeyse veri analiziyle geçiren bir akademisyen olarak çok şikâyetçi olduğu bir konunun verilerin paylaşılmaması olduğunu belirterek, “Umut ediyorum ki, Millî Eğitim Bakanlığı gibi eğitimle ilgili olan bir kurum bundan sonraki raporların hazırlanmasında araştırmacılarımıza gerekli bilgiyi verecektir. Bu tür verilerin paylaşılması meselelerimizi görmemize, çözümü daha kolay bulmamıza vesile olacaktır. Kurumların gerekli bilgileri rapor hazırlayan kurum ve kuruluşlarla paylaşması, şeffaf kurum kültürünün gereğidir” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (EBSAM) hazırladığı “Eğitime Bakış 2017: İzleme ve Değerlendirme Raporu’nun detaylarının açıklandığı basın toplantısının ardından bir panel yapıldı.
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi’nin oturum başkanlığını yaptığı panelde, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Çelik raporla ilgili bir sunum yaparken, YÖK eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Ömer Açıkgöz ise rapordaki veriler üzerinden değerlendirmelerde bulundu.
Özcan: Bakanlık eğitimle ilgili verileri herkese açmalıdır
Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, raporda, raporun hazırlanması için elde edilen verilerin Millî Eğitim Bakanlığı tarafından araştırmacılara verilmediğinin yazıldığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bütün hayatını neredeyse veri analiziyle geçirmiş bir akademisyen olarak benim de şahsen çok şikâyetçi olduğum bir konuydu. Umut ediyorum ki, MEB gibi eğitimle ilgili olan bir kurum bundan sonraki raporların hazırlanmasında araştırmacılarımıza gerekli bilgiyi verecektir. Aksi hâlde meselelerimizi öğrenemeyiz. Amerika’da master ve doktora eğitimini tamamlarken beni en çok çarpan şey her meseleyi en ince detayına kadar çalışmalarıydı. Eğitim-Bir-Sen’in bu faaliyeti, tecrübeden öğrenmenin bir parçasıdır. Türkiye’deki eğitim pratiğinden bir şeyler çıkartmaya çalışıyoruz. Eğer eksiklerimiz varsa ilgililer de burada gösterilen eksikliklerden kendilerine hisse çıkartacaklar ve onların tamiri için ellerinden geleni yapacaklardır. Lütfen bu verileri herkese açalım.”
Açıkgöz: Eğitimle ilgili göstergeleri de görmek istiyoruz
Prof. Dr. Ömer Açıkgöz, Türkiye’nin eğitim ve öğretim ortamlarıyla ilgili çok büyük mesafeler katettiğini dile getirerek, “Önümüzdeki yıl öğretimle ilgili göstergeler kadar eğitimle ilgili göstergeleri de raporda görmek istiyoruz. Eğitim-öğretim sistemimizde önemli oranda nitelik sorunu olduğu rapora bakıldığında kesin. Dolayısıyla bu nitelik sorununun analize dayalı olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Bunların neden kaynaklandığı tek tek belirlenmelidir. 2015 PİSA rakamlarında bir önceki döneme göre neden düşüş yaşandığı Bakanlık tarafından incelenmelidir. Mesleki eğitime yönelim doğal bir talebin sonucu değil, yaratılmış bir talep bu. Meslek öncesi ve sonrasında sistemin iki kilit aktörü var. Biri öğrenci, biri öğretmendir. Fakat usta olan, özne olan öğretmendir. Dolayısıyla bir bütün olarak sistemi değerlendirdiğimizde, öğretmenin meslek öncesi ve sonrası eğitimi konusunda bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Eğitim fakülteleri ve eğitim içerikleri de dahil olmak üzere, bütün süreçlere yönelik bizim yeni politikalar geliştirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
Selvi: Daha fazla veri aktarılmalı ki daha detaylı araştırmalar yapılabilsin
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, öğretmenler olarak başarılarını geliştirecek bütün çalışmalara ‘evet’ dediklerini kaydederek, “Ancak birtakım zorlayıcı yöntemlerle ve negatif algıyı güçlendirecek, performansı olumsuz etkileyecek yöntemlerle değil. Bu çalışmayla ilgili kaynaklarımızın bir kısmı tabi ki MEB ancak daha fazla veri aktarılmalı ki daha detaylı araştırmalar yapılabilsin. Bu konuda daha fazla paylaşım olması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Panel, katılımcıların sorularının cevaplandırılmasıyla sona erdi.