Haber
2016-04-12 12:20:50
BİR GARİP MÜNEVVER: SEZAİ KARAKOÇ

Eğitimciler Birliği Sendikası Hatay 1 Nolu Şubesi eğitim seminerlerinde bu hafta Sezai Karakoç ele alındı. Üyelerin yoğun ilgisi ile katılım gösterdiği semineri Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Dr. Mehmet Altınöz sundu.

 

“BİR GARİP MÜNEVVER ; SEZAİ KARAKOÇ”

Bir Diriliş Cephesi bulunduğuna ve kendimin de o cephede bir savaş adamı olduğuma, olmam gerektiğine inanıyorum.

O’nu tanımak, O’nun derinliğine ve düşünce dünyasına inebilmektir. O’nu bilmek ise, yalnızca ismen duymak anlamına gelir ki, bu da pek bir değer teşkil etmez. O’nu yalnızca Mona Roza şiiriyle tariflendirmeye kalkmak, ona büyük bir haksızlık olacağı gibi, onu tanımak içinde yeterli olmayacaktır. Bu toprakların yetiştirdiği hakiki münevverlerden biridir O.

Külliyatı okunmaya değerdir. Popüler kültürün esirleştirilmiş insan tipine maruz kalarak, Sezai Karakoç ustanın varlığından bihaber olmak, Türk düşünce dünyasından bihaber olmaktır. O halde, O’nu tanımlamaya kalkmak için, öncelikle Türk düşünce dünyasından haberdar olmak gereklidir. “Sezai Karakoç yaşıyor mu”, gibisinden tuhaf bir soru ile karşılaşabilme ihtimaliniz mümkündür. Büyük doğu nesli sonrası, Diriliş nesli olarak tariflendirdiği kuşağın yetişmesinde yadsınamaz emekleri olan Sezai Karakoç usta, bir nesle mührünü vurmuştur. Esasen vesile olmuştur kendileri.

Öyleyse nedir bu diriliş nesli, diye sormak hakkımızdır. Şöyle tariflendirilebilir: İnsan, İslâm, medeniyet ve büyük vatan çevresinde şekillenmiş, modern dünya tarafından üzerine ölü toprağı serpiştirilmiş bir neslin, dirilmeye amade yaşamasıdır. Onun, diriliş meselesini anlatışında, somut örneklere rastlayabilmemiz mümkündür. Medeniyetini kaybetmiş veyahut terk etmiş genç adamın, dünyevi yığınlardan biri haline gelmesine müsaade etmeyen diriliş felsefesi; Yalnızca Allah’a kul, Kur’an ve Sünnet çizgisinde, tarihiyle/köküyle barışık, sanat ve irfanını muhafâza eden, yüzü atiye dönük, mukaddesatının yanında, yabancılaşmayan ve kimliksizleşmeyen insan tipi ile medeniyetin yeniden inşasını hedeflemiştir.

SEZAİ KARAKOÇ KİMDİR?

Sezai Karakoç, 1933 yılında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası Yasin Efendi’nin ismini Muhammed Sezai koyduğu fakat resmiyete Ahmet Sezai olarak geçtiği bilinmektedir. İlkokulu Ergani’de tamamlayan Karakoç, parasız yatılı olarak Maraş Ortaokulu ve Gaziantep Lisesi’ni bitirir. Babasının İlahiyat Fakültesi okumasını istemesine rağmen Sezai Karakoç felsefe okumak ister fakat kendi parasıyla okuyamayacağını bildiği için parasız yatılı sınavlarına girerek Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanır. 1955 yılında Maliye ve İktisat Bölümü’nden mezun olur. 1973 yılına kadar pek çok istifasıyla birlikte resmi görevlerde bulunur. 1974’ten itibaren gazetecilik ve yayıncılık işleri ile uğraşacaktır.

“Diriliş” dergisini aylık, haftalık bazen de haftada iki kere yayınlamıştır. Yeni İstiklal, Yeni İstanbul, Babıali’de Sabah, Milli Gazete gibi birçok gazetede yazılar yazmıştır. Mülkiye, Yenilik, İstanbul, Şiir Sanatı ve XX. Asır dergilerindeki şiirleri ile tanındı. İlk şiiri Hisar Dergisi’nde çıktı. 1955’te üniversite yıllarında Şiir Sanatı Dergisi’ni çıkardı. Başlangıçta İkinci Yeni akımında şiirler yazan Karakoç, sonraları kendine özgü tarzıyla yeni bir üslup oluşturmuş ve dönemin en güçlü şiirlerine imza atmıştır. Yeni biçim araştırmalarına, değişik imgelerle kendine özgü, mistik ve İslami içeriğe yer veren eserleriyle zamanımızın en iyi şairlerindendir.

1968 yılında Milli Türk Talebe Birliği Milli Hizmet Madalyası, 1970 Sürgündeki Macar Yazarları Gümüş Madalyası, 1982 Türkiye Yazarlar Birliği Hikâye Ödülü, 1988 Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü, 1991 Dünya Sanat ve Kültür Akademisi Ödülü, 2006 yılında Kültür Bakanlığı Özel Ödülü ve 2011 yılında da Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü gibi pek çok ödüle layık görülmüştür. 2006’daki ödül için gönderdiği mektupta maddi kısmının kültür ve sanat işlerine harcanmasını, diğer kısmınınsa bildirdiği adrese yollanmasını rica etmiştir. 2011 yılında ise plaket ve para ödülünü kabul etmeyip almaya gitmemiştir.
Yedi Güzel Adamdan biri olan Sezai Karakoç vaktini kurucusu olduğu Diriliş Yayınları ve Yüce Diriliş Partisi’nde geçirmektedir.

Sonuç olarak, Sezai Karakoç sadece ne bir şair, ne bir düşünür, ne de bir siyasetçidir. O, 1950’den bugüne değin halkının vicdanı olan, her zor durumda korkmadan, yılmadan doğruları söyleyen, doğru yolu gösteren bir şair, bir düşünür, bir siyasetçidir. Dava adamı olma özelliği ile sosyal sorumluluklarından kaçmamış, kendisini emekliye ayırmamış, düşünmeyi ve çile çekmeyi kendine yük görmemiş bir münevveridir. Tüm bunları yaparken de inandığı gibi yaşayan, değerlerine sahip çıkan, İslam’ın savunmasını her yerde ve her mekânda yapan gerçek bir münevverdir.

DİRİLİŞ NESLİNİN AMENTÜSÜ

13 bölümden oluşan, diriliş erlerinin ilk durağı kabul edilen ve yolculuk boyunca ara ara başvurulmaya ihtiyaç hissettiren bir eser Diriliş Neslinin Amentüsü. Ne kadar nesir olarak yazılsa da şiir tadını alırsınız Sezai Karakoç’un eserlerinde. Çünkü kendisi Diriliş Şairi’dir. Diriliş Neslinin Amentüsü de diriliş üzerine yazdığı ilk eserlerdendir.
Kendisinin bir diriliş eri olduğunu söyleyerek başlıyor kitaba. Çünkü dirilişin bir komutanı olduğunu biliyor. Kendisi o komutana işaret eden, O’nun emirlerini uygulayan bir er sadece. Ama donanımlı bir er. Ve diğer erlere yol gösteren, onlara dirilişin temel kaynağını gösteren, görevinin bilincinde ve ne yapılması gerektiğini anlayarak anlatmayı kendisine dert edinen bir er.

Kitabın devamında ise diriliş nesline nasihatler yer almakta. Tarihi ve medeniyeti iyi kavramış, doğu-batı sentezine vakıf, kendisini daima yenileyen ve yetiştiren, beklenen dirilişi elleri ile dokuyacak olan nesle bir amentü niteliğinde.
Ekonomi, yönetim, hukuk gibi konularda da olması gerekeni aktaran Karakoç, diriliş erlerine “Dünyaya Müslümanca nasıl bakılır ve idare edilir?” in özlerini anlatıyor.
Yükün ağır kısmını her dönem gençler taşıdığından bu nasihatler de gençlere matuf. Her hareket gençlerinin donanımı ve heyecanı kadar gücü ve devamlılığı hakkında bilgi verir. Hz. Peygamber (s.a.v) döneminde, diğer peygamberler döneminde ve her diriliş döneminde gençler bu görevi başarıyla yerine getirmiştir. Bizler de bu görevin yükünü omuzlarımızda hissederek, altında ezilerek değil sorumluluklarımızı yerine getirerek hakkıyla taşımak ve gediğine koymak durumundayız.
Herkes kendi içinde dirilişi gerçekleştirdikten sonra, aile, çevre ve ümmet genelinde dirilişin erleri ve öncüleri olma yolunda gayret edeceğini bildiğine göre sorun da kalmayacaktır.

  • “Diriliş Neslinin Amentüsü” adlı kitapta 3 aşamalı bir düşünce yapısı göze çarpıyor:
  • 1) Sorunların tarif edilmesi,
  • 2) İslâm idealine göre olması gereken,
  • 3) İdeal duruma ulaşmak için izlenmesi gereken yol ve yöntem.

Tabi bu ayrıma bakarak “artık düşünmeyin, işte size kurtuluşun el kitabı” demek büyük hata olur. Böyle bir ezbercilik yeni bir ideoloji, Karakoçizm gibi bir şey üretir ki en başta  Sezai Karakoç’un böyle bir şeye karşı olduğunu tahmin ediyorum. Onun yaptığı insanları davet etmek, vicdanlarının sesini duymaya ve akıllarını kullanmaya davet.

  • Sezai Karakoç, diriliş 3 aşamada gerçekleşecektir:
  • Kendi Ruhunda Diriliş,
  • Toplumda Diriliş,
  • Tarihte Diriliş.
  • Diriliş neslinin sahip olması gereken özellikler:
  • Doğuyu, batıyı, tarihini, kültürlerini iyi bilmelidir.
  • Orta yollu olmalı, ne ifrat ne tefrit olmalıdır.
  • Geçmişini inkâr etmez, geçmişine mahkûm olmaz.
  • Tüm konulardan, kültürlerden ufak da olsa bilgi sahibi olmalı.
  • Diriliş eri, topluma karşı görgülü, saygılı, bilgili ve farklılık oluşturacak özelliklere sahip olmalıdır.
  • Sezai Karakoç’un 68 sayfalık bu kitabının her sayfası ayrı bir tefekkür vesilesi. Tek tek her bir konunun ayrıntısına girmek yerine kitabın kendisini okumaya davet etmemiz belki de daha doğru olacak. Çünkü bizler ırkçılıktan, devlete ve orduya tapmaktan yakasını henüz kurtaramamış bir ülkenin çocuklarıyız. İslâm’ın özünü anlamadan, takliden yaşayan, Cihad’ı savaş zanneden, dünyayı “biz/ötekiler” penceresinden görenlere alternatif bir yol öneren bu kitap tekrar tekrar dikkatle okunmalıdır. Ne de olsa diriliş neslinin birer üyesi olan bizlerin amentüsünün de net olması gerekir.”dedi.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen