BAŞÖRTÜSÜ VE ÖRTÜNME
Eğitim Bir Sen Hatay 1 Nolu Şubesi Eğitim Seminerlerinde bu hafta “Başörtüsü ve Örtünme” konusu ele alındı. Hatay Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğretmeni Mehmet ÇOLAK’ın sunum yaptığı seminere çok sayıda üyenin katıldığı görüldü. Eğitim Bir Sen Hatay 1 Nolu Şube binası toplantı salonunda gerçekleştirilen etkinliklerin devam edeceği söylendi.
Mehmet Çolak: “İslâmiyet’ten önce Araplarda örtünme adeti yoktu. Kadına saygı gösterilmez, kadınlar da erkeklerden sakınmazlardı. Başörtülerini enselerine bağlar veya geriye doğru bırakırlardı. Yakaları önden açılır, boyunları ve gerdanlıkları ortaya çıkar, süsleri gözükürdü. Erkeklerin ilgisini çekmek için süslenen, açık saçık kıyafetler giyinen, bakışlarıyla ilgi toplamaya çalışan düşük ahlaklı kadınlar da vardı. Evlilik dışı ilişkiler peşinde koşan bir kısım erkekler, kadınların arkasına takılır ve onları zan altında bırakırlardı.
Örtünme ile ilgili emirler Ahzab Suresi ile Nur Suresi’ndedir. Her iki surenin de Medine-i Münevvere’de indiği hususunda tam bir görüş birliği vardır. İslâm’ın bir çok emir ve yasağı gibi örtünme emri ile buna ilişkin yasaklar da Medine-i Münevvere’de gelmiştir.
Cilbab, kadınların evlerinden çıkarken üstlerine aldıkları, başörtüsünden büyük bir örtü ya da büyük bir başörtüdür.Bazı kadınlar cilbab başları üzerine, bazıları da omuzlarına atarlar. İki ucu bir biri üzerine sıkıca örtülmezse kadının saçları, boynu ve gerdanlığı gözükür ve erkeklerin bakışlarını üzerine çeker. Kimi kötü niyetli erkekler de bundan umutlanarak böyle kadınların arkasına düşer, onları rahatsız eder ve töhmet altında bırakırlar.
Kadınlar cilbabını, başını kapayacak şekilde alır ve uçlarını bir biri üzerine getirerek sıkıca örtünürse bu, onların iffetli ve ahlâklı olduğunun bir işareti olur ve rahatsız edilmekten kurtulurlar.
Cilbabıyla sıkıca örtünüp, erkekler yanında gözlerini önüne indiren ve bakışlarıyla onlara hiç bir ümit vermeyen bir kadın, kötü niyetli erkeklerin dahi saygısını kazanır. Bu kadın, namusunu da kolay bir şekilde koruma imkanı elde eder.
Eskiden kadınlar yakaları açık elbiseler giyinirler, boyunları ve göğüs kısmı gözükürdü. Bu emirle başörtülerinin bir bölümüyle boyunlarını ve yakalarını örtmeleri istenmiştir.
Baş tarafta belirtmeye çalıştığımız gibi İslâmiyet’ten önce Araplarda örtünme adeti yoktu. Kadına saygı gösterilmez, kadınlar da erkeklerden sakınmazlardı. Evlilik dışı ilişkiler peşinde olan bir kısım ayak takımı, kadınların arkasına takılır, onları rahatsız eder ve suçlama altında bırakırlardı.
Kadın ve erkeğin iffetini koruması, giyimine dikkat etmesi gibi hususlar günümüz toplumunda insanlarca yöreden yöreye, ülkeden ülkeye, iklim şartlarına göre değişikliğe uğratılmıştır. Ancak bu konuda esas, İslam dininin emrettiği gibi olmasıdır.” Dedi.