Hatay 1 Şubesi

İyilikte istikrar için imzamızı yeniledik

 

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, yürekleri vurulmuş kuşlar gibi çırpınan kimsesizlerin kimsesi ve umudu olmanın İslami, insani ve vicdani sorumlulukları olduğunu ifade ederek, “Bu sorumluluk bilinciyle 2013’ten bu yana İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından düzenlenen ‘İyilikte Yarışan Sınıflar’ projesine ‘Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var’ kampanyası başlatarak destek verdik, vermeye de devam ediyoruz. İnsanlığın, hele de çocukların yeryüzünü saran çığlıklarını duyan kalplerimiz ancak iyilikle yatışabilir. Zamanı aşan duyarlılığımızın gereği olarak, iyilikte istikrar için imzamızı yeniliyoruz” dedi.

Eğitim-Bir-Sen ve İHH arasında “İyilikte Yarışan Sınıflar” projesi iş birliği protokolü imzalandı. İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Başkan yardımcıları Ramazan Çakırcı, Şükrü Kolukısa, Hasan Yalçın Yayla ve Atilla Olçum’un katılımıyla düzenlenen imza töreninde konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, hayata ve insana karşı sorumluluklarının bir gereği olarak medeniyet değerlerimizin pratiğe dönüşmesine büyük önem verdiklerini söyledi.

 

Emperyalistlerin coğrafyamızı hedef alan zalimce saldırıları sonucu Suriye’den Arakan’a kadar şehirlerin harap olduğunu, insanların katledildiğini kaydeden Yalçın, milyonlarca annenin çocuksuz, çocukların annesiz kaldığını, yüz binlerce yetimin bu zulmün ağır yükü altında çaresizce ezilmeye mahkûm edildiğini dile getirdi.

Nesillerin ruhu iyilik düşüncesiyle mayalanmalıdır

 

Kimsesizlerin kimsesi ve umudu olmanın İslami, insani ve vicdani sorumlulukları olduğunu vurgulayan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sorumluluk bilinciyle 2013’ten bu yana İHH tarafından düzenlenen ‘İyilikte Yarışan Sınıflar’ projesine Eğitim-Bir-Sen olarak biz de ‘Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var’ kampanyası başlatarak destek verdik, vermeye devam ediyoruz. Sınıflarımız ve öğrencilerimiz tarafından iftihar edeceğimiz bir başarıyla sürdürülen proje, yapay sınırların ve sınırlamaların gönlümüzü ve gönül coğrafyamızı birbirinden ayıramayacağı gerçeğinin hayata geçirilmesidir. Acının da sevincin de ırkı, rengi, sınırı ve sınıfı olmaz. Dili, rengi, ülkesi ne olursa olsun yalnızlığın, yoksulluğun ölümcül kucağında acı çeken bir kardeşimiz varsa, biz burada rahat olamayız. Onlar ağlarken biz gülemeyiz. Onlara yakın olmak, ellerinden tutmak, acılarını bir nebze olsun hafifletmek, insan olmanın gereğidir. Kim bir yetimi sevindirirse Allah da onu sevindirir. Derin kökleri ile anlam dünyamızı besleyen medeniyet tecrübemiz, bize böyle asil bir sorumluluk yüklemektedir. Bu konuda oluşturduğumuz sorumluluk bilincini en yüksek düzeyde fiili faaliyetle yaygınlaştırmak, bu konuda etkili bir farkındalık oluşturmak onur duyacağımız görevlerimiz arasındadır. Milletimizin yaşama biçimine dönüştürdüğü iyilik ve hayırda yardımlaşmaya öğrencilerimizin dâhil olması, geleceğimiz adına hayati önem arz etmektedir. Geçmişte olduğu gibi, günümüzde de gelecekte de nesillerin ruhu iyilik düşüncesiyle mayalanmalıdır.”

 

‘İyilikte Yarışan Sınıflar’, bir karakter eğitimi örneğidir

 

Gönüllülük esasına dayanan kampanyaya katılan öğrencilerin uzak-yakın coğrafyaların yetim kalmış çocuklarıyla iyilik ve kardeşlik köprüleri kurduklarını kaydeden Yalçın, “Sadece giyim, gıda, para değil, onlarla mektuplaşarak sevgi ve duygularını da gönderdiler. Kalpler, gönüller birleşti. Bu somut bir duygu, karakter ve değerler eğitimi örneğidir. Çocuklarımızın benliğine doğrudan yansıyan bu güzel etkiler, fiili bir karakter eğitimidir. Başkalarının derdiyle dertlenen çocuklarımız, bencil olmayan, paylaşmayı seven, duyarlı, erdemli insanımızın en temiz, en heyecanlı temsilcileridir. Çocuklarımız, sadece iyilik yapma ahlakı değil, iyilik ve yardımlaşmayı örgütlü yapma alışkanlığı da edinmektedir” şeklinde konuştu.

Açılarımız farklı ama acılarımız aynı

 

“Dünyada yeteri kadar kötülük var ama yeteri kadar iyiliğin olması için kurumsal anlamda bir gayret gösteriyoruz” diyen Yalçın, “Dünyada hayata bakış açımız, düşünce dünyamız farklı farklı olabilir ancak açılarımız farklı olsa da acılarımız aynı diyoruz. Aynı acıyı yaşıyoruz insanlar olarak. Yetim bir peygamberin ümmeti olarak, dünyanın her tarafından yetim öğrencilere ‘İyilikte Yarışan Sınıflar’ sloganıyla başlattığımız bu çalışmayla can suyu olmaya, umut aşılamaya çabalıyoruz. Yüreği yaralı kuşlar gibi çırpınan ve çaresiz kalan yetimlerin sorumluluğu insani olarak, İslami olarak hepimizin üzerinde. Dolayısıyla olaya İslami açıdan bakan için de insani açıdan bakan için de sorumluluk var. Bizim, bir eğitim sendikası olarak, özelde üyelerimizin özlük hakları ve sosyal statülerinin yükseltilmesi noktasında bir gayretimiz var. Ama genelde ülkemizin özgürleşmesi, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ve herkesin mutlu olduğu yaşanabilir bir ülkenin temin edilmesi konusunda da çok yoğun bir gayretimiz var. Projeyi devam ettirme kararlılığımızı bugün tekrar yinelemiş olacağız” ifadelerini kullandı.

 

Örgütlülüğümüzün zekâtı olarak gördüğümüz bu projeyi önemsiyoruz

 

Çocuklarda infak duygusunun, yardımlaşma duygusunun, insanlarla duygudaşlık özelliğinin artırılmasının önemli olduğuna dikkat çeken Yalçın, şöyle devam etti: “Bu noktada bu projeyi son derece önemsiyoruz. Ülkemiz, dünyada insani yardım konusunda birinci ülkelerden biridir. Dolayısıyla nerede bir afet, felaket varsa ülkemiz imkânlarını seferber ediyor. Biz de örgütlülüğümüzün zekâtı olarak, bu kıymetli çalışmayı devam ettirmeyi son derece önemsiyoruz.”

 

Hakikat ve iyilikle sözleşme yapan bir millet olduklarının altını çizen Yalçın, “Ancak bu değerlere sadık kalarak yaşamaya devam edebiliriz. Kanayan yaramız olan yetimlerimize sahip çıkmaya, 81 ilimizde onlara katkıda bulunmaya devam edeceğiz. İnsanlığın, hele de çocukların yeryüzünü saran çığlıklarını duyan kalplerimiz ancak iyilikle yatışabilir. Zamanı aşan duyarlılığımızın gereği olarak da bu protokolü imzalıyoruz” diye konuştu.

Yıldırım: Yetim konusunda büyük destek veren Eğitim-Bir-Sen’e teşekkür ediyorum

 

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım ise, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in yardım kuruluşlarına kapılarını açtıklarını dile getirerek, “Hangi yardım kuruluşu önemli bir proje getiriyorsa hiç ayırım yapmadan ‘yeter ki bu yardım kuruluşları doğru ve dürüst çalışsın’ ilkesine uyarak hepsiyle protokol imzaladılar. Bu konuda da kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bu çerçevede de ‘İyilikte Yarışan Sınıflar’ projesini kendi yönetimlerinde değerlendirdiler ve başarılı buldular. Altı yıldır Millî Eğitim Bakanlığı, Eğitim-Bir-Sen, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İHH olarak, yürütmüş olduğumuz bu proje milyonlarca gence ulaştı. Doğal olarak dünyadaki 400 milyon yetimle ilgili bir pencere açıldı. Yetim çocuklar dünyada ya yokluğa mahkûm ya da çeşitli suç örgütlerinin hedefleri arasında yer alıyorlar. Bunun dışında misyoner örgütleri de bu çocuklarımızla ilgileniyorlar. Oysa İHH ve benzeri kuruluşlar bu çocuklarımızla ilgilenirken başka bir ajanda ortaya koymuyor. Sadece bunların ihtiyaçlarını görmek, hayatta kalabilmelerini, hayata tutunabilmelerini sağlamak ve büyüdüklerinde de insanlığa faydalı olabilsinler diye eğitim süreçlerini devam ettirmek istiyorlar. Bu çerçevede tabi biz sadece yetimlerin ihtiyaçlarını görmüyoruz, yetimle beraber kendi merhamet toplumumuzu da yetiştiriyoruz” diye konuştu.

Her yıl ortalama bir buçuk milyon çocuğun projede yer aldığını söyleyen Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuklar harçlıklarını getirip bu yetim kardeşlerine veriyorlar. Bu tip değerleri öne koyan bu gibi projeler çocuklarımızın gelecekle ilgili projelerini de geliştirecek. Bu çerçevede, Eğitim-Bir-Sen’e de çok teşekkür ediyorum. Çok büyük destek verdiler. MEB ile yapmış olduğumuz bu protokolde adeta en önde görev aldılar. Aynı şekilde diğer sendikaların da bu konuyu siyasi bir argüman hâline getirmemelerini, yetim hepimizindir, hangi görüşten olursak olalım diye değerlendirmelerini arzuluyoruz.”

Konuşmaların ardından, Ali Yalçın ve Bülent Yıldırım, “İyilikte Yarışan Sınıflar” projesi iş birliği protokolünü imzaladı.